9 Nisan 2012 Pazartesi

Muslera attı dostluk kazandı mı?




Eleştirmek yasak...

Düşündüğünü söylemek yasak...

Söylersen, "gerizekalı, şerefsiz ve dangalaksın" (Gazeteci bir ağabeyimizden)

Ya da "taraflısın, bilgi sahibi değilsin"

Böyle artık buralarda ortam!

Senin gibi olmayan, düşünmeyen,

Taa cehennemin dibine!

****

Süper Lig'de normal sezonun son maçı oynanıyor... Bu normal sezonu şampiyon unvanıyla sürdüren Galatasaray, Manisa deplasmanında puan arıyor.

Maç başladı...

Sarı-Kırmızılılar'da eksikler var, dolayısıyla ortada öyle güzel bir oyun da yok. Manisasporlu Yiğit, kimsenin anlam veremediği bir şekilde kendini oyundan attırdı. Neyin peşindeydi anlayamadık ama bundan sonra gideceği yerde mutlu olsun!

Kırmızı kartın ardından gidişat belli oldu aslında.. Haliyle çok direnemedi Manisaspor. Başladı goller gelmeye... 1, 2...

Düşen Manisaspor'a bir darbe daha vuran Manisalı maça gelmemiş, takımına sahip çıkmamış. Dolayısıyla tribünler Sarı-Kırmızı...

Maçta son dakikalar artık...

Bir penaltı daha çaldı Suat Arslanboğa. Tribünlerdeki Sarı-Kırmızılılar, kullanılacak penaltı için Muslera'yı çağırıyor... Zaten günler öncesinden konuşulmuştu. Yabancılar arasında gol atmayan tek isimdi Uruguaylı eldiven... Futbolcular onun atmasını istiyordu. Gözler Fatih Hoca'ya çevrildi, o da olur işaretini verince, Manisaspor yedek kulübesi isyan etti. Ancak karar değişmedi.

Arjantinli geldi, Volkan Babacan'ı ters köşeye yatırdı ve attı golünü... Tabi Galatasaray ve Galatasaraylılar için önemli bir mesele bu... Muslera tam bir fenomen olmuş durumda. Sezon başında acımasızca eleştirilen kalecilerini bağırlarına basıyor ve onu bu sefer de gol sevinci yaşarken görmek istiyorlar.

Sonuçta futbol bir şov oyunu... Bu olay ne ilk ne de son olacak!

Ancak...

Sahadaki herkes bu işten ekmek kazanıyor. Terini son damlasına kadar akıtıyor, sonuçta yeniyor ya da yeniliyor... Aslında sahadaki herkes dost, herkes meslektaş... Maç sonunda birbirini arayanlar da var, dışarda bir mekanda buluşanlar da...

Ama yapacağın hareket karşı takımın onurunu kıracaksa, canını acıtacaksa, o hareketi "yapmayıversen" olmaz mı gari... O sevinç mi önemli, karşı takımın oyuncuları ile güzel bir şekilde ayrılmak mı? Selçuk İnan geçsin penaltı noktasına, yine atsın golünü. Ne bu mesele konuşulsun, ne de insanların keyfi kaçsın ne de tartışma çıksın!

Daha önce örnekleri var...

Almanya-San Marino maçı mesela... Durum 12-0... Lehmann çıktı geldi kalesinden golü atmaya. Haliyle San Marinolu futbolcular çok bozuldu, olaya el konuldu, başkası kullandı penaltıyı...

Dünyanın sonuymuş gibi büyütülecek bir mesele de değil.. Bu konu üzerinden kimsenin kimseyi ahlaksızlıkla suçlaması da haddi değil. Ama bazı önemli kaideler var... Önce düşünüp, sonra hareket etmek lazım'mış!...

Emre Albayrak / https://twitter.com/#!/Emre_Albyrk

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder