13 Mart 2012 Salı

AYKUT KOCAMAN ve İSTİKRAR


Futbol başka bir şey...

Sevgiyi, saygıyı, aşkı, iltifatı, nefreti, kini, hakareti hepsini duyabileceğiniz, yaşayabileceğiniz bir ortam burası...

Gün gelir küsersin, gün gelir haykırırsın sevgini tezahüratlarla... Gün gelir rakibini kucaklarsın, gün gelir küfür kıyamet gidersin! Böyle bir ortam işte burası!

Taaa küçük yaşlarda aklının bir köşesine düşer renklerin uyumu... İster evde ister bir kahvehanede, geçersin televizyonun başına izlersin gönül verdiğin takımı. Mahalle maçlarında her seferinde biri olursun, onun gibi gol atmaya çalışır, onun gibi sevinirsin. Benim çocukluğumda da iki adam vardı. Biri Rıdvan, diğeri Aykut... İlk onlar oldum ben! Futbola saygıyı da sevgiyi de ilk onlarda gördüm!

Babam hasta Galatasaraylıydı benim. Futbol delisiydi! Aynı zamanda Denizlispor yöneticilerindendi o zamanlar. Deplasmanları kaçırmaz, takımı yanlız bırakmazdı. Pazar sabahları da ablamla beni alır, stada götürür spor yapardık beraber. Futbol aşkı bende çocukluktan yani :) Denizlispor alt yapısında 5 yıl top oynadım, lise yıllarına gelince okuma telaşına kapılıp vazgeçtik o yollardan. Yoksa iyi bir futbolcuydum hani :)  Sonuç olarak, biz de dede mesleğine, gazeteciliğe baş koyduk...

Ben 6 yaşımdayken rahmetli oldu babam. Galatasaraylı mı, Fenerbahçeli mi savaşı içinde büyüdüm. Çünkü ablamda Fenerbahçeliydi... Ne baba takımından ne de içteki gerçek sevdadan vazgeçebildiğin günler yani... Fakat günler geçtikçe top oynamayı öğrendim, öğrendikçe ilerledim, ilerdikçe birileri olmaya başladım. Zaman geçmiş bir bakmışım Rıdvan, bir bakmışım Aykut olmuşum... O zaman fark ettim her şeyi...

Neyse... Golleriyle büyüdüğüm, maçlarda o olduğum adam Fenerbahçe'nin başında şimdi... Geçirdiği kötü günlerin ardından, nasıl da yaşlanmış öyle... İlk imza attığı günle bugün çekilen fotoğraflara baktığınızda anlarsınız zaten her şeyi... O ağaran saçların hesabını ödetecek inşallah :)  Futbolculuğuyla, teknik adamlığıyla Türk futbol tarihinde en çok saygı duyduğum adamlardan biridir Aykut Kocaman! Sonuç olarak imza atıldı, bir aksilik olmazsa 3 yıl daha Fenerbahçe'de Kocaman...

İSTİKRAR...

Daha önce de bu blogda yazmıştım... Türk futbolunda hep aradığımız şey değil miydi istikrar. Yıllar yılı Manchester United ve Alex Ferguson örneği vermedik mi bu konu açıldığında! İşte şimdi tam zamanı... Yumruk gibi kenetlenmiş camia, uzun süre arkasında olmalı Aykut Kocaman'ın... Ne olursa olsun kalmalı bu takımın başında. Hem o, hem takım, hem yönetim, hem de taraftar bu sabrı gösterdikçe herkes yeni bir şeyler öğrenecektir. Camia olarak şu süreçte kendi içinde laf anlayabilir, anlatabilir bir kıvama gelen Fenerbahçe, bunu da anlatabilir herkese!..

Bu istikrar isteği sadece Fenerbahçe için değil, Türk futbolu için bir fırsat! İstikrar her şeyin temelinde yatar... O oldukça başarı da gelecektir...Sonuçta her şeyin şampiyonluk olmadığını öğreneli çok oldu bu camia... Şampiyon olamasa da ikinci oldu, kupayı alamasa da finale adını yazdırdı... Asıl başarının bu olduğunu öğrendik çok şükür! Fenerbahçe'yi diğer takımlardan ayıran da bu oldu zaten! Hedef, istikrar, istikrar, istikrar...

Biz onu attığı gollerle, kulübe duyduğu saygı ve sevgisiyle, abartısız sevinçleriyle, tribünlere oynamamasıyla, ilk günden beri sergilediği dik duruşuyla sevdik... Aykut Hoca, uzun yıllar kal bu takımın başında!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder