19 Mart 2012 Pazartesi

AHLAK FARKI ve EĞRİ DİREK



Maç bitti, üzerinden 2 gün geçti. Fenerbahçe, Kadıköy'de yenilmezlik serisini sürdürdü, Galatasaray bir kez daha galibiyet alamadan döndü.

Bir tarafta şampiyon olmuşcasına sevinen Galatasaray, diğer yanda yanlış hesaplar yüzünden galibiyetten olan Fenerbahçe... Yine de mücadeleden dolayı teşekkür etmek lazım iki takıma da.

Ama gelin görün ki, bazen öyle şeyler yaşanıyor ki aldığın keyfi burnundan getiriyor. Koskoca bir kulübün yöneticileri, yıllarını işlerine vermiş gazeteciler öyle şeyler söylüyor ki, akıl artık anlamakta zorlanıyor ve iflas ediyor.

Galatasaray Başkanı Ünal Aysal'dan başlayalım...

Yaptığı açıklamalar yüzünden Galatasaraylılar sever, Fenerbahçeliler nefret eder kendisinden... Gerçi sadece futbolda değil ki, bu ülkede senden olmayan hep kötü, hep kaka... Kutuplaşmaktan, ayrışmaktan, öteki olmaktan sıkılmadık ki....

Son maçta sahaya atılan cisimler, Galatasaray ahlakı ile Fenerbahçe ahlakı arasındaki farkı ortaya koyuyormuş... Ali Sami Yen'de, TT Arena'da böyle şeyler olmazmış. Sahaya bir şey atmak ne kelime artık küfür de yokmuş! Şimdi uzun uzun anlatmayacağım. Arena'da atılan "RAKI" şişesi, İnönü'de atılan "Viski" şişesi, Kadıköy'de atılan bayrak sopaları bozuk paralar... Hepimiz aynı b.k değil miyiz? Seni o yaptıklarınla diğerlerinden ayıran, farklı kılan ne?

Bunlar aynı kirli zihnin ürünü değil mi? O attığı maddenin zarar verici, delici, yaralayıcı, öldürücü madde olduğunu bilmiyor mu bu insanlar. Arena'daki ile Kadıköy'deki, İnönü'deki arasında ne fark var!

Beni rahatsız eden böyle insanların taraftarına şirin gözükmek için yaptığı açıklamalar. Bir de ahlakı öğretmeye çalışan kişinin iş hayatında yaptıklarnı bilmesek tamam diyeceğiz ama, nerde?..

Benim derdim taraftarla... Çünkü ben takımdan çok, taraftarı takarım kafaya. Milyon dolarlar kazanan futbolcu değil de, cebindeki harçlığı biriktirerek maç bileti alan adam benim için önemli olandır.

Kaç yaşına gelmiş adamlar seni kullanıyor, seni salak yerine koyuyor, biz ahlaklıyız, biz temiziz, siz kirlisiniz diyor ya, alkış kıyamet, "helal sana be başkan, yine koydun lafı gediğe" oluyor...

Bir Allah kulu da demiyor ki, "Ya başkan bi sus"...

Bu ülkede futbol sahalarını geç, salonlarda bile artık var şiddet! Geçen yıl final four'da olanları unuttunuz mu? Sahada adam bıçakla, tribünden adam at, rakı şişesi fırlat. Bir de rakı şişesi fırlatan kişiyi hasır altı et.. Sonra da gel, ahlaktan bahset... Taraftar böyle saf olmaya devam ederse, ki öyle gözüküyor, bu komedi böyle sürer gider...


Bir diğer konu ise Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nın eğik kale direkleri... Bunu yazan adam bir gazeteci. Türkiye'nin en büyük spor gazetelerinden birinin çalışanı. Milyonlarca insana hitap eden biri yani. Son dakikada Baros'un şutu direk eğri olduğu için gol olmamış. Direk eğri olmasaymış, top direğin içine çarpar ve ağlara gidermiş...

Meslek adına mı utanalım, taraftar olarak bunları ciddiye alacak kadar "cahil" olduğumuza mı! Adam seninle, benimle dalga geçiyor. Haberin altına imza atıyor ve adından söz ettirmek için saçmalıyor... Sanki Fenerbahçe aynı kaleye atmadı golü.... Böyle aşağılayıcı bir şey okumadım ben hayatımda...

Bir gazeteci olarak, ayrıca bir taraftar olarak utanıyorum... Bu cahillikten sıyrılmamız lazım, hem de hemen...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder