2 Mart 2010 Salı

Ben Mahsun'da o 'Güneşi gördüm'



Olmadı Mahsun olmadı! İşte bunu senden beklemezdim! Yanlış meslek seçmişsin bir kere en başta... O yanık sesinle, "Bebeğim beniim, bebeğim beniiim" diye yıllarca beynimi tırmalayacağına, keşke en başından atılsaydın şu sinema işine...

İtiraf etmeliyim ki, 'Güneşi gördüm' filmi vizyona girdiğinde önyargıyla yaklaşıp, sinemada izlemedim. Mahsun'un filminin de müziği gibi beni çok rahatsız edeceğini düşünmüştüm açıkçası. Raslantı işte! Dün akşam yılın favori dizisi 'Ezel'i beklerken televizyon başında, bir anda karşımda buluverdim Mahsun'u. Yine böyle acı acı bakıyordu trenin camından, geride kalan dağlara taşlara... Dedim ya önyargılı yaklaştım diye. Arkadaşlarımın ne kadar beğendini bilsem de, inat etmiştim izlemeyecektim. Ama bu sefer farklı bir şey vardı, 'Tamam' dedim izleyelim...

Nereden bilebilirdim ki, filmin sonunda ayağa kalkıp alkışlayacak kadar olacağımı... Nereden bilebilirdim Mahsun'un bu kadar güzel bir yapıtın altına imzasını atacağını... İnanın gözlerim dolu dolu, her anını soluksuz izledim.

Kullanılan kamera teknikleri, senaryonun etkileyiciği, konunun abartısız işlenişi, kullanılan ışık, tüm karakterlerin gerçekten rolün hakkını vererek oynaması, her şey mükemmeldi bence... Hele devletin Mahsun'un çocuklarını elinden alıp, yetiştirme yurduna götürürken arkalarından koştuğu bir sahne var ki...

Yıllardır çözülemeyen kavganın ortasında yaşamaya çalışan bir aile var ortada. Devlet bir türlü, 'Ordaaa bir köy var uzakta, o köy bizim köyümüzdür' demiyor, diyemiyor... İşte devletin bir türlü uzanamayan eli, en sonunda zorunda bırakıyor halkı göç etmeye. Teröristlerin köylülerden yardım almasının önüne geçmek için, devlet halkın kapısına dayanıyor ve diyor ki "Gidin buradan. Gidin de nereye giderseniz gidin. Eşek değilsiniz ya, gittiğiniz yerde elbet kafanızı sokacak bir yer, üç kuruşa çalışacak bir iş bulursunuz"

Ve başlıyor macera...

Baştan sona bu ülkenin gerçeğini anlatıyor Mahsun Kırmızıgül, abartısız, samimi bir şekilde. Yoksulluk, çaresizlik, unutulmuş bir halk, silah sesleri arasında bir yaşam ve bir türlü bitmek bilmeyen kavganın ortasında sönen ocaklar. Cinsel tercihlerine saygı duyulmayan bir gencin, yaşam savaşı bile var filmde...

Uzun uzun filmi anlatmaya gerek yok... Sorun bu ülkenin sorunu, acı bizim acımız... Mahsun Kırmızıgül'e saygılar duyup, bitirmek lazım sözü... Dedim ya yanlış meslekle giriş yapmış piyasaya. Şimdi Amerika'da 'New York'ta 5 Minare' filmini çekiyor Mahsun. Güneşi gördüm filmin, izledikten sonra, beklentim hayli yüksek. Umarım beklediğim gibi olur...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder